14 Kasım 2007 Çarşamba

ulaşmak zor iş

neyle gidersen git ayrı derttir gitmek. yani işe gitmek, eve gitmek kastımız. bahamalara gitmek neden dert olsun ki?

taksi dedin, oh dedin, bugün yine bir kıyak yapayım kendime taksiyle gideyim, aman paraya da kıyarım dedin. öyle herşey sen karar verince olsaydı keşke.

bu tür, yani taksici türü acayiptir. sen istemediğin zamanlarda önünde durup, binmen için taciz ederler, ama eğer onlara işin düzerse yandın. yağmurluyken almazlar. gittiğin yönü sorup almazlar.



trafikte bekleyince sanki suçlusu senmişsin, önüne o kadar aracı sen yığmışsın gibi sana söylenirler. ben mi yaptım bu kentin planını diyemezsin, nede olsa dışarıda yağmur yağıyordur ve senin kıçın sıcaktır.

o araba nasıl kötü kullanılmıştır öyle. arabanın içinden bahsediyorum. pistir, sanki içeride biri 30 saat koşup terlemiş üzerine de 40 paket sigara içmiş ve yanındada 10 domuz 10 keçi takılmıştır.

arabayı nasıl kullandığına hiç girmiyorum ama bozuk para mevzusu olmazsa olmazı!! bozuk para taksici için ve taksi yolcusu için kutsal bir mevhumdur. kendisine tapılır. yokluğu ise bir felakettir. aşırı sinir, edepsizlik, maliyet getirir. - ya bozdurmak için bir yerlerden birşey almanız gerekir, ya da taksici bu durumun sizin suçunuz olduğuna kanaat getirdiği için fazladan paranızı keser-

taksi süper bir araçtır, taksiciler olmasa daha da süperdir. gelecekte işe giderken sürücüsüz taksiler olsa istiyoruz. yanlız bu taksici milletiyle muhabbet şıkkını da kaybetmek istemeyiz. neyse belki ona da çözüm bulurlar.


fotoğraflar internetten buradan

Hiç yorum yok: